Üniversitemiz Orman Fakültesi tarafından tertip edilen "Arazi Tahribatının Dengelenmesi" konulu konferans programı 27 Mart 2017'de Üniversitemiz Ahmet Yesevi Konferans Salonu'nda yapıldı.
Programa Rektörümüz Prof. Dr. Seyit Aydın, Taşköprü Kaymakamı Vali Yardımcısı V. Kerem Süleyman Yüksel, Kastamonu Belediye Başkan Vekili Eşref Can, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Hanifi Avcı, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdür Yardımcısı M. Mustafa Gözükara, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü Erozyon Kontrolü Daire Başkanı Yaşar Çakıroğlu, Üniversitemiz akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.
Rektörümüz Prof. Dr. Seyit Aydın konuşmalarında “Değerli misafirlerimiz, Böyle bir davete icabet ettiği için öncelikle Genel Müdürümüze teşekkür ediyorum. Aydınlatıcı bilgiler olacaktır ve gençlerimizin zihninde de yeni ufuklar açılacaktır. Konferansımızın hayırlı uğurlu olmasını ve İnşallah faydalı olması dileği ile hepinize saygılarımı, sevgilerimi, muhabbetlerimi sunuyorum.” dedi.
Açılış konuşmasını yapan Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Küçük; “Bilindiği üzere hepimizin ortak mirası olan dünyamız ve dünyamız üzerindeki ormanlarımızın son yıllarda farklı sebeplere bağlı olarak birtakım tahribatları göz önünde bulundurmaktadır. Bunlardan bazılarını sıralamak gerekirse iklim değişikliği, seller,erozyon, gen kaynaklarının tahribatı önemli faktörler arasında karşımıza çıkmaktadır. Artan nüfusa bağlı olarak özellikle arazi kullanımı üzerinde meydana gelen baskıların önüne geçebilmek adına çeşitli kuruluşların bu noktada çalışmaları son yıllarda büyük önem kazanmaktadır. Bunlardan bir tanesi de bu gün bu tahribatın dengelenmesi adına yapılan çalışmaları sizlerle paylaşmak adına değerlendirmelerde bulunacağız.” dedi.
“Arazi Tahribatının Dengelenmesi” adlı konferansın sunumlarını yapan Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Hanifi Avcı konuşmalarında; “Çölleşme denilince hep kum tepeleri aklımıza geliyor. Aslında çölleşme; bir arazi bozulumu, bir ekosistem bozulumudur. 1990’lı yıllarda bize Türkiye çöl olacak deniliyordu, 2000 yıllarda çöl olunacak dendi 2010 yılına geldik 2020 yılında çöl olacak 2020 yılına geldik, şimdi de deniliyor ki NASA kaynaklarına göre Türkiye 2040 yılında çöl olunacak. Bunun faydası da eksiği de var fazlası da var. Ama biz çölleşme söylenince kum tepeleri olacak diye beklersek kum tepesini göremeyiz. Çölleşmeyi doğru tanımlarsak bir toprak, arazi bozulumu, arazinin verimini kaybetmesi, toprağın verimin kaybetmesi olarak anlarsak o zaman Türkiye’nin nereye doğru gideceğini nasıl konum alacağını anlar; daha sağlıklı daha doğru kararlar verebiliriz. Çölleşme deyince anlamamız gereken arazi tahribatı, arazi verimliğin kaybetmesi ve arazinin maksat dışı kullanılması ya da buradaki toprak kaybı ve ekosistemin bozulması olarak anlamamız gerekiyor. Bir yandan da dünya nüfusu hızla artıyor. Buna bağlı olarak arazi kullanımları artıyor. Bununla ilgili olarak ulusal planlarla, ulusal hedefler doğrultusunda araştırma ve çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bunun için havza bazlı, entegre bazlı projeler üretmemiz gerekiyor. Ar-ge ile kurumlar ile üniversitelerle, uluslararası bilim kuruluşlarıyla çalışmalıyız.” diye belirtti.